DOLAR 39,9052 EURO 46,9246 STERLİN 54,8720 GRAM ALTIN 4.228,45 BIST 100 9.404,89 BITCOIN $107.566
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

CHP'li Sarı: Tarihin en başarısız orman yangını yönetimi...

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı, Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın 25 aydır görevde olduğunu belirterek, “Bu süre içinde tam 7 bin 556 orman yangını çıkmış. Son 10 yılın zirvesi! Sayın Bakanı(!) tebrik ediyoruz: Türkiye tarihinin en başarısız orman yangını yönetimine imza attı. İbrahim Yumaklı’nın 25 aylık görev süresindeki ortalama aylık yangın sayısı 302” dedi.

Giriş: 02.07.2025 14:07 | Güncelleme: 02.07.2025 14:10
Paylaş
CHP'li Sarı: Tarihin en başarısız orman yangını yönetimi...


CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı TBMM’de düzenlediği basın toplantısında AKP iktidarının orman yangınları ile politikasının “önleme değil, söndürme” üzerine kurulu olduğunu ifade etti. Serkan Sarı, “Son 5 gündür Türkiye yanıyor. Yüreğimiz yanıyor. Türkiye'nin dört bir yanında insanlar gözyaşı döküyor. Orman yangınları yine her zaman olduğu gibi alınmayan önlemler nedeniyle felakete dönüşmüş durumda. Haziran ayı boyunca 459 farklı noktada yangın çıkmış, bunlara müdahale edilmiş. İzmir’de, Hatay’da, Balıkesir’de ve daha birçok ilimizde yangınlarla mücadele ediliyor. Binlerce insan tahliye edilmiş, yerleşim yerleri boşaltılmış, canlar tehlike altına girmiş durumda. Ne yazık ki ormanlarımız küle dönüyor. Yıllardır değişmeyen bir gerçek var: AKP iktidarının orman yangınlarıyla mücadele politikası başarısızdır. Bu iktidar, yangınları önlemeyi değil, sadece söndürmeyi hedefleyen bir yaklaşım benimsemiştir.”

“BAKAN YUMAKLI REKOR KIRMIŞ”

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı’nın 25 aydır görevde olduğunu bu süre içinde 7 bin 556 orman yangını çıktığını belirten CHP’li Serkan Sarı “Son 10 yılın zirvesi! Sayın Bakanı (!) tebrik ediyoruz: Türkiye tarihinin en başarısız orman yangını yönetimine imza attı. Bakanlık, ‘tarihimizin en geniş filosuna sahibiz’ diyor. Peki bu kadar geniş filo neden yangınları önlemekte yetersiz kalıyor? Sayın Bakan, orman yangınlarının iklimden değil, insan faktöründen kaynaklandığını söylüyor. Bu gerçeği yıllardır tekrar ediyor, ancak hiçbir çözüm üretmiyor. Üstelik Dünya Bankası’ndan 400 milyon dolar kredi aldılar. Gerekçeleri mi? ‘İklime dirençli ormanlar oluşturmak.’ Fakat sonuç ortada: İklime dirençli ama insana karşı dayanıksız bir politika! Son 10 yıla baktığımızda: Yaklaşık 180 bin hektar orman alanı yandı, 11 binden fazla yangın çıktı. Bu rakamlar alınan önlemlerin yetersiz, planlamaların da yanlış olduğunu açıkça ortaya koyuyor. İbrahim Yumaklı’nın 25 aylık görev süresindeki ortalama aylık yangın sayısı 302. Ondan önceki bakanlarda bu rakam: Bekir Pakdemirli: 200, Veysel Eroğlu: 180, Vahit Kirişçi: 144. Görüldüğü gibi Sayın Yumaklı, rekor kırmış durumda.

“BAŞARSIZLIĞIN SORUMLUSU AKP’NİN LİYAKATSİZ POLİTİKALARI”

“Bu başarısızlığın sorumlusu bellidir: AKP’nin liyakatsiz yangın politikaları. Her yıl yaz geliyor, her yıl felaket kapımıza dayanıyor. Ama hazırlık yok. Planlama yok. Erken müdahale stratejileri eksik. Sormak istiyoruz: Orman yolları açıldı mı? Müdahale alanları hazırlandı mı? Yangına dirençli tampon bölgeler oluşturuldu mu? Yerleşim yerleriyle orman sınırları planlandı mı? Hasat dönemine özel denetimler yapıldı mı? Köylü, çiftçi, üretici zamanında uyarıldı mı? Cevap: Hayır. Çünkü bu iktidar yangını söndürmekle övünüyor, ama önlem almakla ilgilenmiyor.”



MÜKELLEFİYET SİSTEMİ YERİNE GÖNÜLLÜLÜK SİSTEMİ

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı mükellefiyet sisteminin kaldırıldığını yerine gönüllülük sisteminin getirildiğini belirterek “Eskiden orman köylüleri ‘mükellef’ olarak yangına müdahale etmekle yükümlüydü. 2019 yılında yapılan düzenlemeyle bu sistem kaldırıldı, yerine ‘gönüllülük esasına dayalı sistem’ getirildi. Köyler boşaldı, genç nüfus göç etti. Bölgeyi bilen, yangının dilinden anlayan insan kalmadı. Yerlerine şehirlerden gelen, bölgeyi tanımayan gönüllüler konuldu. Yangının dili vardır. Bunu sadece o bölgeyi bilen, yangınla yıllarca mücadele etmiş kadrolar anlayabilir. Gönüllülerimizi elbette takdir ediyoruz, yürekten teşekkür ediyoruz. Ancak gönüllü sisteminin yerel tecrübeyle desteklenmesi gerekir.” diye konuştu.

“112 KOMUTA MERKEZLERİNDE OGM PERSONELİ YOK”

CHP Milletvekili Sarı, Orman Genel Müdürlüğü personelinin tasarruf tedbirleri nedeniyle 112 Komuta Merkezlerinde çekildiğini, bunun da “büyük yanlış” olduğunu söyledi. Sarı şu açıklamayı yaptı:

“Tasarruf adı altında yapılan bu uygulama yangınla mücadele kabiliyetini zayıflatmıştır. 112 çağrı merkezlerinde bölgeyi bilen uzmanların yerine, yangın deneyimi olmayan kişilerin ihbarları yönlendirdiği bir sistemle yangına ilk müdahale gecikmektedir. Bu gecikme ise yanan alanı katbekat artırmaktadır. Bu bir tasarruf değil, bir ihmaldir. 112 merkezine Orman personelinin tekrar görevlendirilmesini talep ediyoruz. Ormanları korumanın yolu, uzmanı sahadan çekmek değil, sahaya yaymaktır. Ayrıca, AKP’nin Orman Genel Müdürlüğü’nde uyguladığı rotasyon politikalarıyla tecrübeli personelin başka bölgelere gönderilmesi, bilgi birikiminin heba olmasına yol açmıştır. Yangınla mücadele eden uzmanlar yangınla ilgisi olmayan bölgelere gönderilmiş, koordinasyon zayıflatılmıştır. Evet, araç yatırımı yapılıyor. Uçaklar, helikopterler alınıyor. Ama bu araçları yönetecek liyakatli kadro planlanmadığı sürece etkin sonuç alınamıyor. Yangın çıktığında milyarlar harcanıyor ama yangın çıkmadan alınması gereken önlemler es geçiliyor”

“TSK NEDEN SAHADA YOK?”

CHP Balıkesir Milletvekili Serkan Sarı Türk Silahlı Kuvvetlerinin sahada olmayışının gerekçesi olarak da şunları söyledi:

“AKP iktidarı Balyoz Darbe Planı senaryosunun arkasında düştükleri paranoyadan bir türlü yıllar geçmiş olmasına rağmen kurtulamadılar. 6 Şubat Depremi'nde olduğu gibi askerin sahada aktif biçimde görünmesi, kamuoyunda görülmemesi kamuoyunda tartışmalara neden olmuştu. Bu durum temelinde 2010 yılında yılı sonrasında yapılan mevzuat değişikliğinden kaynaklanmaktadır. Geçmişteki şöyle bir uygulama vardı. Darbe ve EMASYA Planı. Doğal afet Yardım planı.. 2010 yılına kadar TSK'nın doğal afetlerde ki rolü bu plan doğrultusunda net biçimde tanımlanmıştır. Doğal afet gelişmelerinde askeri birlikler bölgedeki konuları en hızlı ve en etkin şekilde ulaşıyor, yapılan mücadeleye destek oluyor ve planlamaya katkı sunuyor. Ne yazık ki alınan kararlar doğrultusunda bölgelerde bu tarz bir tedbir alınması hiçe sayıldı. Ne yazık ki AKP iktidarı bu anlamdaki korkularını aşamadığı için böylesine etkin, donanımlı ve nitelikli kadrolar sahaya çıkarak müdahale yapma şansından mahrum bırakıldı. Birliklerin hangi bölgeye, hangi araç ve gereçlerle nasıl müdahale edeceği belirlenmişti. Her yıl eğitimler ve tatbikatlar düzenleniyordu. Ammavelakin ne yazık ki bu karardan vazgeçildiği için de elimizde hali hazırda bulunan böylesine güçlü bir kadro kullanım dışı bırakıldı.”

“ZEYTİNLİK ALANLARIMIZ BÜYÜK RİSK ALTINDA”

CHP Balıkesir Milletvekili Sarı, zeytin alanlarının kesilerek yok edilmesinin önü açılmak istendiğini vurguladı. Daha önce 10 defa geri çekilen teklifin 11. kez Meclis’e getirildiği belirten Sarı, şunları söyledi:

“AKP iktidarı 2003 yılından beri bu zeytinliklere karşı vermiş olduğu mücadeleden asla geri adım atmadı. 11. Kez zeytinlik alanlara madencilik faaliyetinin açılması yönündeki yasa teklifi yine bugün meclise gelecek. Halk buna direndi, tepki gösterdi ve bu mücadeleler sonunda 10 defa geri çekildi. Yasalarla, mahkemelerle iptal edildi. Bugün yine halkımız burada. Bizler buradayız. Halktan yana siyaset yapan siyasetçiler olarak bu itirazları mecliste dile getirmek üzere bu mücadeleyi vermek üzere buradan çağrıda bulunuyorum.

“ZEYTİNİN ANAVATANI BALIKESİRLİLER MECLİS’TE”

AKP iktidarına, zeytin alanlarımıza elinizi çekin, gözünüzü çekin. Teklif, zeytinlerin taşınması mümkün değilse kesilerek yok edilmesi. Yani insanlarımızın ekmeklerinin taş için, kömür için yok edilmesini istiyorum. Kimin için istiyorum? Bir avuç yandaş için. Balıkesir'de hemşehrilerim de meclisin kapısında şu anda. Çünkü zeytin anavatanı. Ülkenin bereketli topraklarının 12 milyonu aşkın zeytin ağacının memleketi Balıkesir'den geldiler. Balıkesir'deki zeytinimizi, doğamızı korumak için. 84 bin hektar alana sahip olan kentimizde zeytinyağı üretiminde Türkiye ikincisi, sofralık zeytin de Türkiye altıncısı durumunda. Balıkesir'de bu anlamda hem kültürel, hem sosyal, hem yaşamsal hem doğal bir miras olan zeytinlik alanlarımızı korumak için halkımız burada kapının önünde itirazlarını dile getiriyor. Balıkesir, Türkiye'nin en önemli zeytin üretim merkezlerinden biridir. Edremit Körfezi, Edremit, Gömeç, Ayvalık gibi coğrafi işaretli ürünlerin yetiştiği bir bölgedir. Marmara adasından da 20 sene kadar bu alanda doğasıyla, çevresiyle ne yazık ki talan edilmek üzere şu andaki yasanın karşısında savunmasız bir şekilde kalmış durumda. Zeytin üretimi Balıkesir'de yalnızca ekonomik değil, toplumsal, kültürel ve ekolojik bir değer taşımaktadır.

“ZEYTİN AĞACININ TAŞINMASI AKP ALDATMACASIDIR”

Zeytin ağacının taşınabilmesi tamamen AKP aldatmacasıdır. Böylesine değerli ağaçların yasada belirtildiği gibi taşınarak kurtarabileceği iddia ediliyor. Ama çınar ağaçlarının taşınması ne yazık ki mümkün değil. Bu taşınma ile başarılı olmuş bir uygulamada bugüne kadar görmüş değiliz ama kağıt üzerinde zeytinlik alanların transferinden bahsediliyor, taşın kesilmesinden bahsediliyor. Aslına bakarsanız zeytinlik alanların yok edilmesi için gerekli bir yasal düzenlemeler bahsediyoruz. Bu anlamda zeytinlik ağaçlarımız, zeytinlerimizin taşınması ve kesilmesinin karşısında tavrımız açık ve net bir şekilde Hayır. Bu teklif Zeytincilik yasası ile çelişmektedir.”

 

Yorumlar

Haber Arama