Saat 10.00'da başlayan dava öncesi, iptali istenen 38. Olağan Kurultay’da seçilen CHP PM ve YDK üyeleri, dava sonucunda verilecek kararın taraflarına etkisi olacağına dikkati çekerek, CHP Genel Merkezi yanında feri müdahil olarak davaya katılma talebini içeren dilekçeyi mahkemeye sundu. Davaya katılma talebinde bulunan üyelerin dilekçelerinde şu ifadelere yer verildi:
“Davacı taraf, kurultayda bazı delegelerin maddi menfaat karşılığında oy kullandığını, iradelerinin fesada uğratıldığını ve bu sebeple kurultayın iptali gerektiğini ileri sürmektedir. Kurultayda oy kullanma ve seçilme sürecine ilişkin davacı tarafça öne sürülen, ‘maddi menfaat karşılığı oy verildiği’, ‘iradelerin fesada uğratıldığı’ yönündeki iddialar hiçbir somut delile dayanmamakta olup, asılsız ve kamuoyunu yanıltmaya yöneliktir.
Kurultayda bu göreve seçilmem, tamamen özgür, eşit ve şeffaf bir seçim sürecinde, delege iradesiyle gerçekleşmiştir. Kurultayda seçilen tüm PM ve YDK üyeleri gibi ben de parti tüzüğüne ve Siyasi Partiler Kanunu’na uygun şekilde yapılan seçim sonucu göreve geldim.
Davacı yanca ileri sürülen bu soyut ithamlar, yalnızca tarafımı değil, aynı zamanda tüm delege iradesine ve parti içi demokrasiye yönelmiş ağır bir saldırı niteliğindedir. Bu nedenle dava sonucunda verilecek kararın tarafıma etkisi olacağı kuşkusuzdur. Bu nedenlerle işbu davada davalı CHP'nin yanında Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 66. maddesi gereğince fer’i müdahillik talebinde bulunma ihtiyacı açığa çıkmıştır. Bu talebim, sadece kişisel bir hukuki menfaati değil, aynı zamanda demokratik hayatın işleyişi bakımından temsil yetkisine dayanan oyların geçerliliğini ve meşruluğunu savunmak açısından da önem arz etmektedir"
ÜMİT ERKOL: KILIÇDAROĞLU'NUN KRİZE SOKACAK BİR PROJENİN İÇERİSİNDE OLMAYACAĞINA İNANIYORUM
Duruşma esnasında açıklama yapan CHP Ankara İl Başkanı Ümit Erkol, "Bugün büyük bir sürpriz beklemiyoruz. Sayın Kılıçdaroğlu'nun da partisini ve Türkiye'yi krize sokacak bir adım atmayacağını, partisini ve Türkiye'yi krize sokacak bir projenin içerisinde olmayacağına inanıyorum" dedi.
LÜTFÜ SAVAŞ'IN AVUKATI RED İSTEDİ
Hakim, davaya katılma talebinde bulunan PM üyelerinin isimlerini tutanağa yazdırdı. Talep kabul edildi. Lütfü Savaş’ın avukatı Onur Yusuf Üregen katılma talebinin reddini ve sözlü yargılama aşamasına geçilmesini istedi. Avukat, kurultayın iptalini ve Özgür Özel yönteminin tedbiren görevlerinden uzaklaştırılmasını talep etti.
"YÖNETİM KEMAL KILIÇDAROĞLU'NA VERİLSİN"
Lütfü Savaş’ın avukatı, “CHP yönetimi Kemal Kılıçdaroğlu’na verilmelidir” diyerek şunu kaydetti:
“38’inci olağan kurultayında organize şekilde suç işlenerek delege iradeleri sakatlanmıştır. Kurultay mutlak butlanla sabittir. 6 Nisan seçimli kurultay yetkisiz genel başkan tarafından verilmiştir. Kurultay kanuna karşı hileye başvurularak yapılmıştır. Bu kurultay da sakattır. Gayri meşru genel başkan kendini kurtarmak için bir mizansen düzenlemiştir. Seçilmeyen bir kişinin genel başkan olması kabul edilemez. Özgür Özel’in görevden el çektirilmesi ve partinin o dönemdeki genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu tarafından yönetilmesi gerekmektedir. Kemal Kılıçdaroğlu göreve çağrılmalıdır”
CHP’nin avukatı Çağlar Çağlayan söz aldı, PM üyelerinin fer’i müdahale taleplerinin kabul edilmesini istedi.
"KILIÇDAROĞLU CEZA DAVASINDA İFADE VERMEDİ"
Gazeteci Alican Uludağ'ın aktardığına göre, sözlü beyanda bulunan CHP’nin avukatı Çağlar Çağlayan, Kemal Kılıçdaroğlu’nun ceza davasında da ifade vermediğine dikkat çekti. Ceza yargılamasının kesinleşmesi gerektiğini kaydeden Çağlayan, yargılananların beraat etme ihtimalleri olduğunu söyleyerek “Beraat kararı verilirse bu dava içinden çıkılmaz bir hal alır” dedi. Çağlayan, ceza davasındaki delillerden kimsenin kimseye bir menfaat verdiğinin ispatlanamadığına dikkat çekti.
"MAHKEMENİN KARAR VERME YETKİSİ YOKTUR"
Çağlayan sözlerine, “Partilerin seçimleriyle ilgili tüm itirazlar seçim kurullarına yapılır. Buna seçim hakimleri karar verir. Davaya ilişkin itirazlar seçim hukukuna ilişkindir. Adliye mahkemelerinin inceleme yetkisi yoktur . Siyasi partiler, seçimlerini yargı denetimi altında yapar. Mahkemenin siyasi partinin kim tarafından yönetileceğine dair karar verme imkanı yoktur. Aksi durum seçilmişlerin sürekli mahkeme tehditi altında görevlerini yapmalarına ve kendilerini sürekli baskı altında hissetmelerine neden olur” şeklinde devam etti.
CHP'NİN SAVUNMASI BİTTİ
Çağlayan, parti savunmasını “Lütfü Savaş bu yönetim tarafından Hatay Büyükşehir Belediye Başkanı adayı olarak göstermiştir. Bugünkü iddiaları dürüstlük kuralına uymamaktadır. Dava açma süresi geçmiştir. 6 Nisan 2025’teki olağanüstü kurultayla bu dava konusuz kalmıştır. Delegenin önüne sandık konulmuştur. Aslolan siyasi partilerin kendi eliyle yönetilmesidir. Partiler, kongreleri ve seçilen kişiler eliyle yönetilir. Bu kişilerin işten el çektirilerek başkalarının partiyi yönetmesi yönünde karar da almak kanunun ruhuna da aykırıdır. Bu mahkeme görevsizdir. Siyasi partilerin kongreleri ancak seçim kurullarıyla denetlenir. Mahkemelerin karar vermesi halinde YSK etkisiz hale gelir. Bu durumda partilerin tüm seçimleri mahkeme tehdidi altında kalır” sözleriyle bitirdi.
KARAR ÇIKTI
Mahkeme, davayı kurultay davasına ilişkin açılan davada verilen görevsizlik kararının kesinleşmesinin beklenmesine hükmederek 8 Eylül'e erteledi.
Yorumlar