DOLAR 39,9052 EURO 46,9246 STERLİN 54,8720 GRAM ALTIN 4.228,45 BIST 100 9.404,89 BITCOIN $107.566
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

MHP lideri Bahçeli: Kanlı süreç sonlanmalı, bundan dönüş yok

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, "PKK'nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı, provokasyon mahiyetli ve hiç kimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tahriklere karşı azami derecede dikkat edilmelidir. Onun bunun ne dediğinin hiçbir ehemmiyeti yoktur. 27 Şubat İmralı açıklamasına müzahir şekilde PKK, örgütsel varlığını fesih ettiğini ve silahları bıraktığını 12 Mayıs'ta açıklamıştır. DEM Parti'nin sorumlu ve sonuç odaklı temasları ise kayda değerdir. Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır. Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır. Umutlar kabarmalı, barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir" dedi.

Giriş: 01.07.2025 12:39
Paylaş
MHP lideri Bahçeli: Kanlı süreç sonlanmalı, bundan dönüş yok


MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, TBMM düzenlenen grup toplantısında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Bahçeli, konuşmasına Leman dergisine ilişkin, "Yabancı benzerlerini aratmayacak ilkellikte yayın yapan sözde bir mizah dergisinde Peygamberimize yapılan iğrenç saldırıyı nefretle lanetliyor, İslamafobi tehdidinin ülke içine kadar sızmasına karşı siyasi, stratejik, hukuki bir eylem planı hazırlanmasını önemli görüyorum" sözleri ile başladı.

Bahçeli, şu ifadelere yer verdi:

"Ecel hükmü gelince insanlar ahirete göçer. Bu şaşmaz hakikat kaidesi her canlıyı sarıp sarmalamıştır. Bu hakikatten kaçış yoktur, kaldı ki iman etmiş kalpler için böyle bir kaçışa gerek yoktur. Geçirmiş olduğum rahatsızlık sebebiyle beş buçuk aylık bir ayrılığa gönülsüz de olsa boyun eğmek zorunda kaldık. Buna rağmen çalışmalarımızı kesintisiz sürdürdük. İhtiyaç olan her durumda görüş ve düşüncelerimizi aziz milletimizle paylaştık. Ancak fitne durur mu; elbette durmadı. Yapay zekayla konuştuğumu ileri süren kafaların özürlü beyinleri, zehirli dilleri şaşkınlıkla izledik. Dublör kullanıyor, çoktan öldü' diyen şarlatanlara hayretler içinde şahit olduk. Bilmiyorlar ki taşıdığımız can emanetini alacak sadece yüce Allah'tır. Şükürler olsun ki sağlığımız yerindedir, yapacak daha çok işimiz vardır."

"YANGINLARIN BAŞIMIZA GELMESİ RUTİNLEŞEN BİR KISIR DÖNGÜ HALİNİ ALMIŞTIR"

Bahçeli, çıkan orman yangınlarına ilişkin şunları söyledi:

"Fırtınaların şiddeti ne olursa olsun hepsine direnerek Türkiye Yüzyılı'nın muzaffer günlerinde buluşacağız. Türkiye'mizi bekleyen parlak bir gelecektir. Türk milleti layık olduğu refah, huzur ve gelişmişlik seviyesinde muhakkak yükselecektir. Ne var ki canımızı acıtan, yüreklerimizi yakan bazı olayların varlığını da inkar etmek mümkün değildir. Her yaz mevsimi geldiğinde çıkan orman yangınları, yeşilin kararması, börtü böceğin kavrulması, ormanlık alanların küle dönmesi nihayetinde nefes borumuzun tıkanması bunlardan birisidir. Ormanlar milli servettir. Bir ağacın yanması, bir ormanın yok olması esasen ülke ve millet varlığına kastetmektir. İhmalkarlıktan, dikkatsizlikten, tedbirsizlikten, pervasızlıktan veya sabotajlardan kaynaklı yangınlar artık tahammül sınırlarını aşmıştır. Geçen hafta ülkemizin farklı il ve ilçelerinde çıkan orman yangınları olağanüstü önlemleri mecburi hale getirmiştir. 'Yaz aylarında ormanlarımız yine yanacak mı' sorusunun devamlı aklımıza gelmesi sonra da korktuğumuzun başımıza gelmesi rutinleşen bir kısır döngü halini almıştır. Sorumluların en ağır şekilde cezalandırılması, şayet mevzuatta boşluklar varsa derhal telafi edilmesi sağlanmalıdır.

Şaibeli ilişkilerin merkezinde yer alanların dört başı mamur siyasi karakter ve ahlaki duruş göstermeleri boşuna bir hevestir. Belediyeleri saran yolsuzluk tufanından tutun da parti kongrelerinin gölgelenmesine kadar her çarpık ve gayri meşru vakanın ortaya çıkması en başta milletimize büyük bir hakarettir. CHP'nin mahkemelik olması, günden güne ağırlaşan hastalıklı bünyesinin sonucudur. Öyle ki CHP, sebebi meçhul bir acının pençesindeki ne yapacağını, ne isteyeceğini, ne söyleyeceğini bilemez tayin edemez haldedir. Elbette CHP'nin 38. kurultayıyla ilgili görünen mutlak butlan davasının ve bu dava duruşmasının 8 Eylül'e ertelenmesinin bizim nazarımızda bir değeri, bir gündemi yoktur. Fakat CHP'nin kendi içinde birlik ve dirlik halinde olması, iç huzur ve dengeyi yakalaması, Türk demokrasisinin hayrına olacağı kanaatindeyim. Sosyalist Enternasyonalin yörüngesinde sorgusuz sualsiz dönerek değil, Atatürk'ün izinden yürüyerek istikrarsızlıktan ve sonu meçhul kargaşalardan kurtulacaklarının düşüncesindeyim.  8 Eylül'den bir gün sonra tarihi bir gün olan 9 Eylül'e bir ve bütün halinde ulaşması CHP için demokratik bir fırsattır. Eğer bu samimi tavsiyelerimiz gerçekleşmezse bu parti Türk siyasetini nedensellik muhtevasında yozlaştıracak ve yıpratacaktır. Hem siyasi varlığına yazık edecek hem de Türk demokrasisini zedeleyecektir.

"GEÇİNİZ BU MASALLARI, GELİN DE KÜLAHIMA ANLATIN BU ZIRVALARI"

Maalesef CHP artık kartel partisidir. Yani siyasi hedefleri için devletin kaynaklarını kanun dışı yollardan kullanacak ve şebeke oluşturacak kadar çizmeyi aşmıştır. Dehşet veren kanunsuzluk, hukuksuzluk ve yolsuzluk markası olmaya açık ara namzettir. CHP Genel Başkanı'nın Avrupa'da Türkiye'nin aleyhine konuşması karanlık üslubun bilincinin somut yankısından başka bir şey değildir. Neymiş; bu zat Alman Sosyal Demokrat Partisi'nin kongresinde ayakta alkışlanmış. 'Ya hep beraber ya da hiçbirimiz' demiş. Geçiniz bu masalları, gelin de külahıma anlatın bu zırvaları. Yabancıların karşısında nabza göre şerbet veren bir siyasetçinin ülkesini ve milletini kötüleme yarışına girmesi utanç duyulacak bir ilkesizlik ve itibarsızlıktır. CHP'nin geleceğini dış güçlerin insaf ve merhametine terk edenlerin Kuvay-ı Milliyeden Kuvay-ı Milliyesizliğe geçiş yapmaları oldukça üzücüdür. Biz Türk milletini ve cennet vatanımızı canımızdan aziz biliyoruz. Ne var ki CHP'nin başkalaşarak kökünden koparak iç işgal cephesinin iştahını kabarttığını da değerlendiriyoruz. Aklınızı başınıza alın. Tarihin ve milletin hükmüne kulak verin. Sessiz çığlığın gazabından da ürkün.

"TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİ DOĞRU ZAMANDA ATILAN DOĞRU ADIMDIR"

Tarih; yanlış zamanda doğru adım atanlarla doğru zamanlarda yanlış adım atanların yaşadığı hezimetlere ve yıkımlara sayısız defa şahitlik etmiştir. Önemli olan doğru zamanda doğru adımın atılmasıdır. Terörsüz Türkiye hedefi doğru zamanda atılan doğru adımdır. Milli vicdanın tereddütsüz harekete geçmesidir. Süreklilik içeren barış ve refah ortamına duyulan özlemdir. Komşu coğrafyaları esir alan istikrarsızlık dalgasına karşı iç bünyemizde tesis edilen emniyet kuşağı yabancı tesir olmadan tezahürü gündemde olan milli birlik ve beraberliktir. Bilindiği üzere yaşanan coğrafyanı devlet yönetimine yüklediği sorumluluğa jeopolitik denilmektedir. Politikanın coğrafyadan doğan sentezi böyle tanımlanır çünkü coğrafya anlayışımızı değiştirmektedir. Meselelere bakışımızı, gelişmeler karşısındaki fikrimizi etkilemektedir. Yeni yüzyılda teröre yer yoktur. Bugüne kadar ödenen bedellere, çekilen çilelere yüreklerimizi kavuran acılara tekrar katlanmak söz konusu değildir. Türkiye yeni bir döneme geçmiştir.

"BARIŞ VE KARDEŞLİĞİ KUCAKLAYIP İSTİKBALİN YOL HARİTASINI ÇİZECEĞİZ"

Bu nedenle PKK'nın silah bırakma sürecini tamamlaması bir an evvel sağlanmalı, provokasyon mahiyetli ve hiçkimsenin altından kalkamayacağı yeni çatışmalara yol açacak sivri tahriklere karşı azami derecede dikkat edilmelidir. Onun bunun ne dediğinin hiçbir ehemmiyeti yoktur. 27 Şubat İmralı açıklamasına müzahir şekilde PKK, örgütsel varlığını fesih ettiğini ve silahları bıraktığını 12 Mayıs'ta açıklamıştır. DEM Parti'nin sorumlu ve sonuç odaklı temasları ise kayda değerdir. Kanlı süreç bütünüyle sonlanmalıdır. Kara bir dönem açılmamak üzere kapanmalıdır. Umutlar kabarmalı, barış havası hakim olmalıdır. Bundan geriye dönüş yoktur. Aksi halde doğacak sonuçların bedeli vahim ötesidir. Çağları aşıp gelmiş büyük bir devletin vizyonuna sahip olarak mücadele ahlakımızı diri tutacağız, barış ve kardeşliği kucaklayıp istikbalin yol haritasını çizeceğiz.

Nükleer silah iddiaları feci tehditlerin varlığına işarettir. Yeni bir dünya savaşının fitilini tutuşturmak için adeta planlı bir rekabet söz konusudur. Semaları kapatan savaş uçakları, istihbarat kapışmaları, ölen siviller, yeryüzünden silinmek istenen Gazze gerçeği karşımızdadır. İşte bu ibretlik gerçeğe karşı Terörsüz Türkiye, milli varlığımızın, iç barışımızın ebedi güvencesidir. Siyonist emperyalist barbarlığın maksadı bellidir. Türkiye'nin etkisizleştirilmesini temin etmektir. Gücüne güç katan, savunma sanayisinde altın çağını yaşayan, milli birlik ve beraberliğini perçinleyen zulüm projeleri devrededir. Bu projeleri Allah'ın izniyle yırtıp atacağız. Türkiye'yi canımız pahasına koruyacağız.

Sağını, solunu karıştıranların, yönünü bulamayanların kaptanlık yapmaya çalıştığı çalkantılı siyaset ortamında ambarda gözü olan tayfalarla verim alınmayacağını, döküntülerle dümenin dönmeyeceğini biz gördük sonunda da herkes mutlaka görecektir."

Yorumlar

Haber Arama