DOLAR 39,9052 EURO 46,9246 STERLİN 54,8720 GRAM ALTIN 4.228,45 BIST 100 9.404,89 BITCOIN $107.566
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

Erdoğan: AKP'nin rüşvetle, yolsuzlukla hırsızlıkla işi olmaz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Her kim milletin kesesine, devletin kasasına el uzatıyorsa Tayyip Erdoğan'dan beridir, AK Parti'den beridir. Her kim rüşvet alıyorsa, haksız kazanç sağlıyorsa Tayyip Erdoğan'dan beridir, AK Parti'den ve bu davadan beridir. AK Parti'nin CHP'yi sarmaşık gibi saran rüşvetle, yolsuzlukla, hırsızlıkla işi olmaz. Bunlarla da işi olanla da işi asla olmaz. Bizim için her zaman öncelikli olan milletimizin hakkıdır, emanetidir, yetimin, öksüzün, fakir fukaranın hakkının olduğu beytülmalin korunmasıdır" dedi.

Giriş: 09.07.2025 14:39
Paylaş
Erdoğan: AKP'nin rüşvetle, yolsuzlukla hırsızlıkla işi olmaz

Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin grup toplantısına katıldı. Erdoğan şöyle konuştu:

"Çalınan her kuruşun, alınan her rüşvetin, çökülen her kamu malının hesabını hukuk önünde sormak yargı ve emniyet birimlerinin asli vazifesidir. CHP Genel Başkanı tehdit, hakaret ve hezeyan dozunu ne kadar arttırırsa arttırsın, her defasında bu hakikatle yüzleşecektir. Altını çizerek tekrar söylüyorum. İster valizde ister baklava kutusunda olsun, rüşvet aldıysanız, vatandaşa harcanması gereken kaynakları birilerine peşkeş çektiyseniz, milletin namusunuza emanet ettiği belediyeleri arpalığa çevirdiyseniz, halkın parasını hamuduyla götürdüyseniz kusura bakmayın. Yargıya tıpış tıpış hesap vereceksiniz.

Biz de anayasa ve yasaların verdiği yetkiler çerçevesinde gerekenin yapılması için üzerimize ne düşüyorsa yerine getirmeyi kararlılıkla sürdüreceğiz. Değerli arkadaşlar, aslında biz bu tür yalan, iftira, husumet üzerine kurulu saldırılarla ilk defa karşılaşmıyoruz. İlk gençlik yıllarımızdan beri bu zihniyetle ve arkasındaki güçlerle mücadele ede ede bugünlere geldik. Saldıranların hiçbiri siyaset sahnesinde tutunamadı. Başka türlü söyleyince beyler alınıyor. Mecazen diyerek onları rahatlatalım, telef olup gittiler. Ama biz ülkeye ve millete hizmet davamızın peşinde Allah'ın yardımı, aziz milletimizin desteğiyle sarsılmadan mücadeleye devam ediyoruz. Bizi engellemek için kumpastan darbeye, şantajdan tehdide, ekonomik tuzaktan sokak terörüne kadar her yolu denediler. Aldıkları sınırsız uluslararası desteğe rağmen başaramadılar.

"Meşruiyetten asla ayrılmadan mücadelemizi sabırla yürüttük"

Haksızlıklar, hukuksuzluklar ve milli iradeyi hedef alan alçakça saldırılar karşısında tavrımız hep bu oldu. Dik durduk ama diklenmedik, ne hak yedik ne de hakkımızın yenilmesine müsaade ettik. Demokratik sistem içerisinde demokrasimizin sunduğu imkanları kullanarak meşruiyetten asla ayrılmadan mücadelemizi hep sabırla yürüttük. Tabii burada şunu da ifade etmek durumundayım. Son dönemde çıkardıkları gürültünün satır aralarına baktığımızda yine aynı aklı, aynı yöntemleri, aynı silüetleri görüyoruz. Öyle ki batılı ülke ve kurumlara ‘Türkiye'ye niçin müdahale etmiyorsunuz? Eskiden yapardınız’ diyecek kadar alçalabildiklerine şahit olduk. Yabancı medya kuruluşlarına, siyaset odaklarına yaptıkları şikayetlerle ülkelerine nasıl ihanet ettiklerini en iyi sizler biliyorsunuz. Velhasıl 1950'den beri hep yaptıkları gibi iktidarı yine karanlık mahfillerin, dış güçlerin, antidemokratik şebekelerin desteğinde arıyorlar.

"Milletvekilliği seçimi 2028 yılında, mahalli idareler seçimleri 2029 yılında yapılacak"

Dikkatimi çekti. CHP'nin başındaki zat bir süredir ‘Sandık da sandık’ deyip duruyor. Bu ülkede CHP'nin demokrasiye sapladığı hançerler dışında sandık daima milletin ve siyasetçinin baş tacı olmuştur. Oysa şunu kendisine bir kere daha hatırlatıyorum. Anayasa ve Seçim Kanunu değişmediğine göre Cumhurbaşkanı ve milletvekilliği seçimi 2028 yılında, mahalli idareler seçimleri 2029 yılında yapılacak Bay Özgür. Takvimde parmağını rastgele bir pazar gününe bastırıp ‘Şu tarihte seçim yapılsın’ demek sizin kendi hayaliniz olabilir ama siyasetin ve milletin böyle bir gündemi yok.

Millet, en son seçimde bize yüzde 52,18 ile ülkeyi beş yıl yönetme görevi verdi. Allah'ın izniyle bu süreyi sonuna kadar kullanacağız. Dolayısıyla bu zatın şu anda hangi sandıktan, hangi seçimden bahsettiğini bilmiyoruz. Bunlar sandığı kendi iç mücadelelerinde sergiledikleri tiyatronun bir aksesuarı sanıyorlar. Halbuki unutma, sandık namustur. Cumhuriyet de bir kurallar ve kurumlar rejimidir. Şayet Cumhuriyeti ve demokrasiyi hukuk önünde hesap veren hırsızlarınızı milletvekili yapıp yargıdan kaçırma projesine dönüştürmek istiyorsanız hiç kusura bakmayın, millet buna asla müsaade etmez.

"Cezaevlerinden Meclis'e tünel kazma işi siyasetin işi değil"

Cezaevlerinden Meclis'e tünel kazma işi siyasetin işi değildir. Dünyada iktidarı şarlatanlara, hırsızlara, şaklabanlara teslim eden ülkelerin akıbetlerini görüyorsunuz. Hepsi de hem geçmişin birikimlerinden oldular hem geleceklerini belirsizliğe sürüklediler hem de çok ağır bedeller ödeyip acılar çektiler. Açık konuşmak gerekirse bu küresel bir projedir. Türkiye'nin son 10-12 yılda başına gelenlerin gerisindeki amaç hep buydu. Bu proje çerçevesinde dünyanın pek çok yerinde hayata geçirilen sözde devrimleri ve arkasından yaşanan felaketleri hep birlikte takip ettik. Hamdolsun, milletimizle birlikte gerektiğinde canımızı ortaya koyma pahasına mücadele ettik ve ülkemizin de aynı duruma düşürülmesine rıza göstermedik. Bundan sonra da göstermeyeceğiz. Bugüne kadar maruz kaldığımız tüm tehdit ve saldırılarda milletimizle kol kola, yürek yüreğe verip birliğimize, beraberliğimize, kardeşliğimize, Türkiye Yüzyılı vizyonumuza sahip çıktık. CHP üzerinden yürütülmeye çalışılan bu son meşum projeyi de sahiplerinin başına çalacağız.

Bölgemiz başta olmak üzere tüm dünyada önceliklerin hızla değiştiği bir dönemden geçiyoruz. Daha düne kadar para harcamanın gereksiz görüldüğü güvenlik ihtiyaçları artık önceliklerin en başında geliyor. Hamdolsun, biz bu alana 20 yılı aşkın süredir yaptığımız yatırımlar sayesinde kendimizi çoğu ülkeden daha güvenli, daha emniyetli hissediyoruz. Ama pek çok ülke panik halinde hem mevcut durumunu sorguluyor hem de bir çıkış yolu arıyor. Bir diğer önemli sorun alanı ekonomidir. Aslında önümüzde Gezi olaylarında ilk ipuçlarını gördüğümüz, FETÖ kumpaslarıyla daha da şekillenen, 15 Temmuz darbe girişimi ile cüretini artıran, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi'ne geçişimizle azgınlaşan, COVID-19 küresel krizi ile iyice ağırlaşan, 2023 seçimlerinin sonuçlarıyla artık taktik değiştiren oldukça karmaşık bir siyasi ve ekonomik Türkiye fotoğrafı var.

"Yargının hesap sorarken parti ayrımı yapmadığından emin olabilirsiniz"

Ülkemizde son 10-15 yıldır yaşanan her siyasi operasyona, her kaos ve darbe girişimine, her uluslararası muhasara teşebbüsüne mutlaka ekonomik saldırılar da eşlik etmiştir. Gece yarısı toplanan ekiplerle Uzak Doğu piyasaları üzerinden başlatılıp genişletilen finansal saldırıların gerisindeki senaryoları gayet iyi biliyoruz. Hiçbir geçerli sebep olmadığı halde dövizden tahvile tüm araçlar kullanılarak oluşturulan kargaşa ortamlarının neyi amaçladığını da gayet iyi biliyoruz. Biz tüm bu oyunları en az maliyetle ve asıl hedeflerimizden uzaklaşmadan bozacak tedbirleri aldık, programları hayata geçirdik. Elbette bu arada terör gibi, deprem gibi ağır maliyeti olan pek çok hadise de yaşadık. Sadece 6 Şubat depremlerinin maliyeti, unutmayın, 100 milyar doların üzerindedir. Bu vesileyle şöyle basit bir hesabı da dikkatlerinize getirmek istiyorum. İstanbul merkezli başlayan ve zamanla genişleyen hırsızlık, haraç, rüşvet çarkının mali büyüklüğünün 10 milyarlarca dolar olduğu tahmin ediliyor. CHP'nin ülkeye yaşattığı felaketin, milletin sırtına bindirdiği yükün, Türk ekonomisine ödettiği ilave faturanın büyüklüğünü varın siz hesaplayın. Yargının hesap sorarken parti ayrımı yapmadığından da emin olabilirsiniz. Milletin emanetini devraldığımız 1994'ten beri bu konuda daima tavizsiz bir duruş sergiledik. Bugün de aynı yerde sapasağlam duruyoruz.

Bir defa şunun çok net bilinmesini isterim. Her kim milletin kesesine, devletin kasasına el uzatıyorsa Tayyip Erdoğan'dan beridir, AK Parti'den beridir. Her kim rüşvet alıyorsa, haksız kazanç sağlıyorsa Tayyip Erdoğan'dan beridir, AK Parti'den ve bu davadan beridir. AK Parti'nin CHP'yi sarmaşık gibi saran rüşvetle, yolsuzlukla, hırsızlıkla işi olmaz. Bunlarla da işi olanla da işi asla olmaz. Bizim için her zaman öncelikli olan milletimizin hakkıdır, emanetidir, yetimin, öksüzün, fakir fukaranın hakkının olduğu beytülmalin korunmasıdır. Bu konuda kimsenin gözünün yaşına bakmadık, bundan sonra da bakmayız.

"Dört kanun teklifinin de inşallah yasalaşmasını sağlayacağız"

Genel Kurul çalışmalarında artık yasama yılının sonuna doğru yaklaşıyoruz. Gerek iç siyaset gerek dış gelişmeler bağlamında oldukça yoğun geçen bir takvimi yavaş yavaş tamamlıyoruz. 1 Ekim'den bu yana gece gündüz demeden millete hizmet için çalıştınız. Muhalefetin Meclis’i engelleme girişimlerine rağmen bedenen ve ruhen tüm mesainizi genel kurul çalışmalarına tahsis ve teksif ettiniz. Sabrınızın zorlanmasına, sinirlerinizin gerilmesine, çeşitli emrivakilerle iradenize darbe yapılmak istenmesine aldırmadan milletin emanetine layıkıyla sahip çıktınız. AK Parti ve Cumhur İttifakı olarak tam bir dayanışma içerisinde milletimize karşı mesuliyetlerimizi yerine getirmenin gönül huzurunu yaşıyoruz. Meclis tatile girene kadar tempomuzu düşürmeden çalışacak ve gündemdeki dört kanun teklifinin de inşallah yasalaşmasını sağlayacağız. Sizlerden kalan süreyi de en iyi şekilde değerlendirmenizi rica ediyorum."

Yorumlar

Haber Arama