DOLAR 39,9052 EURO 46,9246 STERLİN 54,8720 GRAM ALTIN 4.228,45 BIST 100 9.404,89 BITCOIN $107.566
Facebook TwitterX Instagram YouTube

Arama Haber Code Logo Arama

HABERLER

‘Süper talan’ yasa teklifi komisyonda kabul edildi

Zeytinlikleri enerji şirketlerine talan ettirecek “Süper talan” kanun teklifi yaklaşık 26 saat süren görüşmelerin ardından komisyonda kabul edildi.

Giriş: 20.06.2025 16:48
Paylaş
‘Süper talan’ yasa teklifi komisyonda kabul edildi

TBMM Sanayi, Ticaret, Enerji, Tabii Kaynaklar, Bilgi ve Teknoloji Komisyonu’nda yapılan 'Süper talan' kanun teklifi görüşmeleri dün saat 10.00'da başladı, bugün saat 11.45'te teklifin kabul edilmesiyle sona erdi.

Teklifle çevresel etki değerlendirme sürecinde “ÇED Gerekli Değildir” uygulamasına son verilerek, tüm projeler için ortak bir değerlendirme sistemi getirilmesi isteniyor. Maddeyle çevresel etki değerlendirmesi ile diğer izin süreçlerinin eş zamanlı yürütülebilmesi amaçlanarak yatırımların hayata geçmesinin hızlandırılması planlanıyor.

İkinci maddeyle maden sahalarına yapılan rehabilitasyon işlemleri, rehabilitasyon bedeli, rehabilitasyonu düzenleyen kurul ve tahsil dairesi yeniden düzenleniyor ve böylece çevre yükümlülüklerinin ve idari işlemlerin hukuki zemini oluşturulmak amaçlanıyor.

Maden Kanunu’nda yapılan düzenleme ile ruhsat öncesi izin süreçlerinin kısaltılması amacıyla izinlerin dört ay içinde verilmemesi durumunda "izin verilmiş sayılır" kuralı getirilmesi amaçlanıyor. Bugüne kadar orman izinlerini Orman Genel Müdürlüğü verirken değişiklikle beraber Maden Petrol İşleri Genel Müdürlüğüne (MAPEG) orman alanlarında yetki tanınıyor. Madencilik ruhsatı vermekle yetkili olan MAPEG'e aynı zamanda orman izin yetkilerinin de verilmesi kamuoyunda eleştirilere konu oldu.

Zeytinlik alanlarına ilişkin madde

Teklifin 11. maddesi 3213 sayılı Maden Kanunu'na geçici madde ile ekli haritalar ve listeler eklenmesini öngörüyor.

Buna göre, maddenin yürürlüğe girdiği tarihte ruhsat sahibi veya rödövansçı olan gerçek veya tüzel kişilerce ülkenin elektrik ihtiyacını karşılamak üzere yürütülen madencilik faaliyetlerinin tapuda zeytinlik olarak kayıtlı veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan, Maden Kanunu'na ekli Harita ve Koordinat Listesi sınırları içindeki alanlara denk gelmesi ve faaliyetlerin başka alanlarda yürütülmesinin mümkün olmaması durumunda, faaliyet yürütülecek kısımdaki zeytin ağaçları maden sahalarının bulunduğu ilçe ve il sınırlarına öncelik vermek suretiyle taşınabilecek. Bu sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine "kamu yararı dikkate alınarak" bakanlıkça izin verilebilecek.

Zeytin ağaçlarının taşınmasından kaynaklanan tüm masraf ve taleplerden madencilik faaliyeti yürütmesi yönünde lehine karar verilen kişi sorumlu olacak.

Zeytin ağaçlarının taşınmasının mümkün olmadığı durumlarda ise söz konusu sahada madencilik faaliyetleri yürütülmesine ve bu faaliyetlere ilişkin geçici tesisler inşa edilmesine kamu yararı dikkate alınarak bakanlıkça izin verilebilmesi için, iznin öncesinde biyolog ve ziraat mühendisinin de arasında bulunduğu uzmanlardan alınacak görüşler doğrultusunda zeytin sahası tesis edilmesi zorunlu olacak. Bu sahalar, dikim normlarına uygun ve madencilik faaliyeti yürütülecek alan ile eş değer büyüklükte olacak. Sahalar tahsis edilirken öncelik, maden sahalarının bulunduğu il ve ilçe sınırlarına verilecek.

Bu düzenleme kapsamında zeytinlik olarak kayıtlı alanlar veya fiili olarak üzerinde zeytinlik bulunan alanlarda madencilik faaliyeti yürütülen her yıl için, bu sahaların rehabilitasyon çalışmalarını temin etmek üzere ruhsat sahibinden işletme ruhsat bedeli kadar ayrıca tahsilat yapılacak. Bu sahalar madencilik faaliyetlerinin öncesinde sahada bulunan zeytin ağacı sayısı ile aynı sayıda zeytin ağacı dikilerek rehabilite edilecek. Zeytin ağaçlarının taşınması ile zeytin sahası tesis edilmesine ilişkin usul ve esaslar bakanlıkça belirlenecek.

4342 sayılı Mera Kanunu’nda öngörülen değişiklikle, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı (YEKA) olarak ilan edilen yerlerde mera tahsis amaç değişikliği için artık ÇED raporu şartı aranmayacak. Bu madde, ÇED sürecinin devre dışı bırakılmasıyla özellikle hayvansal üretim açısından önem taşıyan mera alanlarının amacı dışında kullanıma açılmasının önünü açacağına yönelik eleştiriliyor.

Rüzgar ve güneş enerjisine dayalı üretim tesisleri için izin süreçleri birleştirilebilecek

Yenilenebilir kaynaklı enerji yatırımlarını desteklemek bakımından izin, kira ve irtifak işlemlerinde uygulanan indirimlerin ilerleyen beş yıl boyunca devreye girecek tesisleri de kapsayacak şekilde uzatılması ve böylelikle yatırım maliyetlerinin azaltılması amaçlanıyor. Rüzgar ve güneş enerjisine dayalı üretim tesisleri için orman izin süreci, önlisans ve lisans aşamalarında yürütülen izin süreçleri ile proje geliştirme aşamasındaki sondaj, ölçüm gibi işler için ayrı ayrı yürütülen izin süreçleri tek bir izin sürecinde birleştirilecek.

Değişiklik ile ek olarak, rüzgâr ve güneş enerjisine dayalı üretim tesislerinin çevresel etki değerlendirme süreçlerinde ana kuş göç yollarındaki projeler için ornitolojik gözlem yapılması zorunlu kılınacak ancak göç yollarında olmayan projeler için gözlem zorunluluğu olmayacak. Bu madde, verilen izin süreçleriyle birlikte orman alanlarının korunması ve biyolojik çeşitliliğin sürdürülmesinin tehlikeye gireceği yönünde eleştiriliyor.

Belediye yetkisindeki imar plan onayı Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca verilebilecek

İmar Kanunu'nda yapılacak değişikle rüzgar ve güneş enerjisine dayalı yenilenebilir enerji tesislerinin imar plan onayı, yapı ruhsatı ve yapı kullanma izin belge işlemlerinin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı tarafından da yapılabilmesi öngörülüyor. "Bürokratik süreçlerin ve kamu hizmetlerine erişimin kolaylaştırılmasının" amaçlandığı bildirilen düzenlemeye, idarenin bütünlüğünü zedeleyeceği, belediyelerin devre dışı bırakılarak imar plan onayı ve yapı ruhsatı yetkisinin yerel yönetimlerdeyken bakanlığa devri, yerel ve merkezi yönetim arasında yetki karmaşıklığına neden olabileceği yönünde eleştiriler getirildi.

Komisyon görüşmelerinde konuşan Emek Partisi (EMEP) Gaziantep Milletvekili Sevda Karaca, “Sömürge madenciliğine süper talan yasasına karşı halen komisyonda mücadele veriyoruz. Tıpkı hayvan katliamı yasasında halkı birbirine düşürmeye çalıştıkları gibi, bu komisyonda da santral işçileriyle köylüleri birbirine kırdırma peşindeler! Emeği ve doğayı karşı karşıya getirip, kazananı hep holdingler yapan bu düzen işçinin de köylünün de düşmanıdır” dedi.

Karaca, “Bu memlekette hiçbir yurttaşın evi, bahçesi, zeytinliği, deresi, dağı; Cengiz’in, LİMAK’ın, Koç’un, Sabancı’nın kazancı için feda edilemez! Şirketler kazanıyor, halk hem doğasını kaybediyor, hem de adalet arayışı tümüyle ortadan kaldırılıyor. İşte biz buna itiraz ediyoruz" diye konuştu. Karaca, “Bugün Anadolu’nun dört bir yanında doğaya, emeğe ve yaşam alanlarına karşı yürütülen saldırıların gerisinde, yalnızca yerli sermaye değil, emperyalist madenci şirketlerin yönlendirdiği çokuluslu bir talan planı var. Bu yasayla Emperyalist rekabetin tetiklediği maden savaşlarının taşeronu haline getirmek istiyorsunuz bu ülkeyi” dedi.

DEM Parti İzmir Milletvekili Burcugül Çubuk teklifin ekinde yer alan kroki ve koordinat listelerinin doğrudan Muğla Yatağan, Kemerköy ve özellikle Akbelen gibi bölgelerdeki zeytinlik alanları hedef aldığını söyledi. Teklifin 11. maddesiyle zeytinlik alanlarda madencilik yapılabilmesinin önünün açıldığını, zeytinciliğin ıslahı hakkındaki kanunun fiilen yok sayıldığını belirten Çubuk, "Geçici 45. madde ile Akbelen ve çevresindeki zeytinlikler istisna düzenlemelerle doğrudan madenciliğe açılacak. Zeytinlerin taşınması veya eş değer alanlara bahçelere kurulması gibi önerilerle zeytincilik kanunu baypas ediliyor" dedi.

CHP Kocaeli Milletvekili Nail Çiler, "Bu düzenleme yalnızca bir cümle değişikliği gibi görünse de aslında çevresel etki değerlendirmesi sürecini fiilen işlevsiz hale getirmektedir. ÇED bir bürokratik prosedür değildir, ÇED bir geciktirme mekanizması hiç değildir; ÇED anayasal çevre hakkının güvencesidir, ÇED kamusal denetimin ve bilimsel değerlendirmenin aracıdır" şeklinde konuştu.

Ankara Üniversitesi Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mücahit Taha Özkaya, zeytin ağaçlarının taşınabilirliğine ilişkin, “Zeytin ağaçları taşınabilir özelliktedir. Toprak altındaki yumrusuyla birlikte taşınır yaşlı ağaçlar. Taşındığı yerde doğal saksı yöntemi kullanılırsa sağlıklı büyür. 3 bin yaşına kadar taşınabilir. Zeytin ağacında ağacın verimli zamanı denen bir şey yok. Gençleştirme budaması yapılıp eski haline dönmesi söz konusu olabilir. Tekniğine göre yaparsanız taşınan ağaçların yüzde 100’ü yaşar. Gördüğüm örnekler var, taşımalarda da bulunduk” diye konuştu.

TES-İŞ Genel Başkanı İrfan Kabaloğlu da Muğla'daki termik santrallerde çalışan işçilerin ve ailelerinin santrallerin kapanmasıyla büyük mağduriyet yaşayacağını belirterek işçilerin ve ailelerinin haklarını savunmak zorunda olduklarını belirtti.

Teklifle yapılan değişikliklerin doğa ve yaşam alanlarında yurttaşlar açısından geri dönüşü olmayacak zararlara sebebiyet vereceğine dikkat Türkiye Barolar Birliği Çevre Komisyonu üyesi avukat Yakup Okumuşoğlu, “Bu madencilik kanun teklifi her yönüyle istisna düzenlemelerle her türlü alanda madencilik faaliyetine izin veriyor. Türkiye'nin çok prestijli noktaları ne yazık ki madencilerin elinde delik deşik olmuş vaziyette ve olmaya devam ediyor. Burada yaşayan insanlar var, buralarda devam eden hayvancılık var, tarım var, bu alanlarda insanların hayatları altüst ediliyor. Maden Kanunu'ndaki yapılan değişiklikler, getirilen istisnalar ne yazık ki maden sektörü lehine esaslı değişiklikler ve istisnalar yaratıp öbür tarafta çevre, doğa, yaşam, tarım, çiftçiler ve yurttaşlar açısından geri dönüşü olmayacak zararlara sebebiyet veriyor” dedi.

"Biz ölüyoruz, kanser hastası oluyoruz"

Milas İkizköy Muhtarı Necla Işık da daha önce Meclis'e getirilen ancak yasalaşmayan teklifleri hatırlatarak teklifin kanunlaşması halinde 40 köyün taşınması gerektiğini söyledi.

Işık, şöyle devam etti:

"Burada 40 köy gidecek ya sadece Ekizköy'de 40 bin zeytin ağacımız var, geri kalan köyleri saymıyorum bile. Bu 40 köyün geçimliği ne olacak, bizim emeğimiz ne olacak, bizim toprağımız ne olacak? Üzerimizde bir talan var, talan kurulmaya çalışılıyor. Bizim her şeyimize çökülmeye çalışılıyor ve bize sorulmuyor. Bizim sesimiz niçin 6 yıldır duyulmuyor? 40 köy ve 40 köy zeytinle besleniyor. Bizim anılarımızın yok edilmesi ne demektir? Bizim geçmişimizin, bizim geleceğimizin yok edilmesi ne demektir?

Bir Zehra ninemiz var Akbelen'de, ağaca sarıldı, dünya tanıdı onu. Hani diyor ya: 'Santralde biz çalışıyoruz, bir sürü ekmek yiyoruz.' Saygı duyuyorum, ekmek derdi ama siz ekmek yiyeceksiniz diye biz tarlamızda olamayız, kusura bakmayın. Biz ata mirasımızı terk edemeyiz. Bu Zehra nine ne oldu biliyorsunuz şu anda? Kanser teşhisi konuldu bir ay önce. Herkes bilir Zehra nineyi, Akbelen'de ağaca sarıldı, benim kızım arkasındaydı. Sadece Zehra nine de değil, bizim köyümüzde şu anda 5 kişi kanser tedavisi, kemoterapi ve radyoterapi görüyor. Her gün Muğla'yı çiğniyor. Biz ölüyoruz, kanser hastası oluyoruz. Bizleri görün, biz mağdur edilecek köylüleri görün; bunu demek için buradayız."

Kaynak:Evrensel

Yorumlar

Haber Arama