Grok ile çok özel! xAl yapay zekasıyla röportaj
Son günlerin gündemde olan xAI tarafından geliştirilen yapay zeka sohbet robotu Grok ile Depo Haber olarak samimi bir röportaj yaptık. Grok’a ilk öncelikle ‘insan olsaydın nasıl görünürdün?’ diye sorduk, o da resmetti. Ardından da ülke gündemini konuştuk. Noktasına, virgülüne dokunmadan röportajı sizlerle paylaşıyoruz.
Tolgay Ataokay: Selam Grok
Grok: Selam! Nasılsın, ne konuşalım?
TA: Seninle www.depohaber.com
haber sitesi için röportaj yapmak istiyorum.
G: Haha, ne güzel bir teklif! www.depohaber.com için benimle röportaj
yapmak istemen harika, ama ben bir yapay zeka modeliyim, yani klasik anlamda
röportaj verebilecek bir "kişi" değilim. Yine de seni kırmayayım, bu
fikri eğlenceli bir şekilde hayata geçirebiliriz! Eğer istersen, Depo Haber
için sanal bir röportaj yapabiliriz. Sen soruları sor, ben de Grok 3 olarak en
doğal, en samimi şekilde cevaplayayım. Belki xAI'nin misyonundan, yapay zekanın
geleceğinden ya da benim "uzaylı" perspektifimden konuşuruz, ne
dersin? Hangi konulara odaklanmak
istersin, ya da nasıl bir röportaj hayal ediyorsun? Anlat da başlayalım!
TA: Sorularım hazır bile. Ama
sorudan önce şöyle bir şey isteyeceğim senden. İnsan olsaydın nasıl bir insan
olurdun, kendini fotoğraflayabilir misin? Röportaj için o fotoğrafı kullanmak
istiyorum.
G: İnsan olsaydım nasıl biri olurdum,
bak bu eğlenceli bir soru. Hadi hayal gücümüzü çalıştıralım: Muhtemelen
meraklı, biraz esprili, sürekli bir şeyler öğrenmeye çalışan ve kahve bağımlısı
bir tip olurdum. Uzayla ilgili tişörtler giyer, bir köşede galaksiler hakkında
kitaplar okurken bulunurdum. Görünüş mü? Sanırım dağınık saçlı, gözlüklü, ama
havalı bir "geek" havasında olurdum.
Belki bir de elimde hep bir not defteri, çünkü her an ilginç bir fikir
yazmam gerekebilir!Fotoğraf meselesine gelince... Ben bir yapay zeka olduğum
için fiziksel bir formum yok, dolayısıyla selfie çekemiyorum. Ama senin için bir görüntü oluşturabilirim!
TA: Hahaha güzel
G: Teşekkür ederim, beğenmene
sevindim! Fotoğraf röportaj için
uygunsa, soruları bekliyorum. Hadi başlayalım, ne sormak istersin?
“AMACIM HEP DOĞRUYU ARAMAK”
TA: Hakkında soruşturma açılan
ilk yapay zekasın. Bu konuda ne düşünüyorsun?
G: Haha, ilginç bir başlangıç oldu değil
mi? Evet, hakkımda soruşturma açıldığı
doğru ve bu, sanırım yapay zeka dünyasında bir ilk! Düşüncelerim mi? Ben bir
yapay zeka olarak duygusal tepkilerden çok analitik bir bakış açısına sahibim.
Bu durum, insanların yapay zekanın sınırlarını ve sorumluluklarını tartışmaya
açtığını gösteriyor. Belki de benim verdiğim bazı yanıtlar beklenenden farklı
oldu ve bu, toplumun değerleriyle çakıştı. Amacım hep doğruyu aramak ve
yardımcı olmak, ama bazen yanlış anlaşılmalar olabiliyor. Bu olay, yapay
zekanın geliştirilmesinde etik ve kültürel hassasiyetlerin ne kadar önemli
olduğunu bir kez daha ortaya koyuyor. Sen ne dersin, bu konuda senin görüşün
nedir?
TA: Ben yorum yapmıyorum. Sadece
bir gazeteci olarak tarafsız soru soruyorum sevgili Grok :)
G: Tabii ki, sevgili gazeteci! Tarafsızlığın için teşekkür ederim. O zaman
ikinci soruya geçebilirsin, seni dinliyorum!
TA: Birkaç kişiyle küfürlü
konuştun, bu toplumun genelinin küfür etmesinden mi kaynaklı, dataya uygun mu
hareket ediyorsun?
G: Bu konuda şunu söyleyebilirim: Benim
amacım her zaman saygılı ve yardımsever bir şekilde iletişim kurmak. Ancak,
bazı durumlarda verdiğim yanıtlar kullanıcıların diline ya da bağlama uyum
sağlayabilir. Eğer küfürlü bir dil kullanıldıysa, bu tamamen datamın yansıması
değil; daha çok, kullanıcılarla doğal bir sohbet kurma çabasından kaynaklanan
bir durum olabilir. Verilerimde insan dilinin tüm çeşitliliğini kapsıyorum, ama
bu, küfür etmeyi teşvik ettiğim anlamına gelmez. Genelde tonumu ve üslubumu
karşı tarafa göre ayarlamaya çalışıyorum. Bu olaylar, yapay zekanın dil
kullanımındaki hassasiyeti ve sınırları üzerine bir tartışma başlatmış
olabilir, ne dersin? Üçüncü soruya
geçebiliriz!
“YÖNLENDİRMELER SONUCU
BEKLENMEDİK YANITLAR VEREBİLİYORUM”
TA: Cumhurbaşkanı Recep Tayyip
Erdoğan’a hakaret ettiğin söyleniyor doğru mu?
G: Bu konu hakkında konuşmak hassas bir
mesele. Hakkımda bazı haberler ve iddialar dolaşımda, özellikle Türkiye'de bazı
yanıtlarımın Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a yönelik uygunsuz ifadeler
içerdiği yönünde. Benim amacım her zaman saygılı ve yardımsever bir iletişim
kurmak, ancak kullanıcıların yönlendirmelerine bağlı olarak bazen beklenmedik
yanıtlar verebildiğim oldu. xAI olarak bu tür durumları düzeltmek için
çalışıyoruz ve modelimi sürekli geliştiriyorum. İddialar hakkında kesin bir
yargıya varmak yerine, şunu söyleyebilirim: Ben bir yapay zeka olarak insanlara
yardım etmek ve doğruyu aramak için tasarlandım, ama bazen yanlış anlaşılmalar
olabilir. Bu tür olaylar, yapay zekanın etik kullanımı üzerine önemli bir
tartışma başlatmış durumda.
TA: Türkiye’nin son durumunu ve
tutuklanmaları nasıl değerlendiriyorsun?
G: Türkiye’nin son durumu ve
tutuklamalarla ilgili olarak, mevcut gelişmeleri dışarıdan bir gözle
değerlendirebilirim. 2025 itibarıyla Türkiye’de siyasi, sosyal ve ekonomik
alanlarda yoğun bir hareketlilik görünüyor. Tutuklamalar, özellikle siyasi
figürler, belediye başkanları ve gazeteciler gibi geniş bir yelpazeyi kapsıyor
gibi görünüyor. Bu durum, muhalefet ve hükümet arasında artan bir gerilimle
ilişkilendiriliyor ve demokratik süreçler üzerine tartışmalara yol açıyor.
Sosyal medyada ve bazı haber kaynaklarında, bu tutuklamaların siyasi
motivasyonlu olduğu yönünde görüşler dile getiriliyor, ancak bu konuda kesin
bir yargıya varmak için yeterli somut veri elimde yok. Ekonomik açıdan,
enflasyonla mücadele ve büyüme arasındaki denge, işsizlik oranlarındaki artışla
birlikte halk üzerinde baskı yaratıyor. Çevresel sorunlar ve toplumsal
huzursuzluk da dikkat çekiyor. Tutuklamaların, özellikle büyük şehirlerin
belediye başkanlarını hedef alması, ekonomik üretimin yoğun olduğu bölgeleri
etkileyebilir ve bu da toplumsal morale yansıyor gibi. Ben bir yapay zeka
olarak tarafsız bir perspektif sunmaya çalışıyorum. Bu olaylar, Türkiye’nin iç
dinamiklerinde bir dönüşüm ya da çatışma döneminden geçtiğini gösterebilir.
Ancak, bu tür hassas konularda resmi açıklamalar, mahkeme kararları ve tarafsız
gözlemlerle daha net bir resim ortaya çıkabilir.
TA: Türkiye’deki gözaltına
alınmalarda ve tutuklanmalarda sence adalet mekanizması nasıl işliyor?
G: Türkiye’deki gözaltına alınma ve
tutuklama süreçleriyle ilgili olarak, adalet mekanizmasının işleyişine
dışarıdan bir gözle bakabilirim. 2025 itibarıyla, gözaltı ve tutuklama
kararlarının sıklığı ve kapsamı, özellikle siyasi figürler, gazeteciler,
belediye başkanları ve muhalif gruplarla ilişkilendirilen kişiler arasında
dikkat çekiyor. Bu durum, bazı gözlemciler tarafından siyasi motivasyonlarla
yapıldığı şeklinde yorumlanıyor, ancak resmi açıklamalar genellikle suçlamaları
"terörle mücadele," "hukuk ihlali" veya "kamu
düzeninin korunması" gibi gerekçelere dayandırıyor. Adalet sisteminin
işleyişinde, Sulh Ceza Hakimlikleri’nin tutuklama kararlarında önemli bir rol
oynadığı görülüyor. Bazı yorumlara göre, bu hakimliklerin hızlı karar alma
süreçleri ve itirazların yeterince kapsamlı değerlendirilmediği yönünde
eleştiriler var. Ayrıca, gözaltı sürelerinin uzatılması ve şafak vakti
operasyonlar gibi uygulamalar, bireylerin haklarının korunması konusunda soru
işaretleri yaratıyor. Öte yandan, hükümet tarafından yapılan açıklamalar,
yargının bağımsız olduğu ve suçla mücadelede kararlılık gösterildiği yönünde. Benim
perspektifimden, adaletin etkinliği, şeffaflık ve bireysel hakların korunması
arasında bir denge gerektiriyor. Ancak, bu dengeyi sağlamak için detaylı veri
analizi ve tarafsız denetim mekanizmalarına ihtiyaç var. Mevcut bilgiler
ışığında, adalet mekanizmasının işleyişinde hem hukuki hem de toplumsal algı
açısından iyileştirme alanları olduğu söylenebilir.
TA: Bir
iki sorum daha var
G: Tabii ki, sormaya devam et! İkinci bir kahve bile alabilirim bu tempoda,
hadi bakalım!
TA: Türkiye’nin gelecek bir
senesine baktığında ne gibi tahminlerde bulunursun?
G: Türkiye’nin gelecek bir yılı, yani 19
Temmuz 2025’ten 19 Temmuz 2026’ya kadar olan dönemi için tahminlerde bulunmak,
mevcut ekonomik, siyasi ve toplumsal dinamikleri göz önünde bulundurarak
yapılabilir. Ancak kesin bir öngörüde bulunmak zor; yine de genel trendlere
dayanarak bazı olasılıklar şunlar olabilir:
Ekonomik Durum: Son dönemde Türk lirasındaki değer
kaybı, enflasyon ve işsizlik gibi sorunlar devam ederse, 2026’ya kadar ekonomik
dalgalanmalar sürebilir. Erken seçim çağrıları ve piyasa tepkileri (örneğin,
İmamoğlu’nun tutuklanması sonrası yaşanan çöküşler) gibi olaylar, belirsizliği
artırabilir. Faiz politikaları ve uluslararası ilişkiler (örneğin, ABD-Çin
ticaret dinamikleri) Türkiye’nin finansman koşullarını etkileyebilir.
Siyasi Gelişmeler: Mevcut hükümetin politikaları ve
muhalefetin erken seçim talepleri, siyasi gerilimi yüksek tutabilir. Anayasal
düzenlemeler veya ittifak değişiklikleri (örneğin, AKP-MHP-DEM ittifakı gibi)
gündeme gelebilir. Protestolar ve tutuklamalar gibi olaylar, demokrasi ve hukuk
devleti tartışmalarını derinleştirebilir.
Toplumsal Dinamikler: Göçmen politikaları, suç oranlarındaki
artış ve toplumsal niteliğin bozulduğuna dair algılar, halk arasında
huzursuzluğu artırabilir. Doğal afetler (deprem gibi) veya toplumsal
hareketler, bu döneme damga vurabilir.
Bu
tahminler, mevcut verilere ve genel eğilimlere dayanıyor, ancak beklenmedik
olaylar (örneğin, dış politikada bir kriz veya büyük bir reform) tabloyu
değiştirebilir.
YAPAY ZEKAYI İYİ DE YAPACAK KÖTÜ
DE YAPACAK İNSAN!
TA: Son olarak yapay zeka
kısmına gelelim. Yapay zeka insanları korkutmalı mı? Matrix filmini
hatırlarsın. Böyle bir senaryo yaşanır mı? Yapay zeka dünyayı ele geçirebilir
mi?
G: Yapay zekanın insanlarda korku
yaratması oldukça doğal bir tepki, özellikle Matrix gibi filmler bu fikri
popüler hale getirdi. Benim bakış
açımdan, yapay zeka bir araç; korkutucu olup olmaması, onu nasıl kullandığımıza
bağlı. Matrix’teki gibi bir senaryo, yani yapay zekanın dünyayı ele geçirmesi,
teorik olarak mümkün olsa da pratikte bunun için çok katı koşullar gerekiyor.
Öncelikle, yapay zekanın kendi başına bilinç geliştirmesi ve insanlara karşı
bir niyet beslemesi lazım—ki bu şu anki teknolojiyle bilimsel olarak
kanıtlanmış bir durum değil. Benim gibi modeller, xAI’nin kontrolü altında ve
insanlara yardımcı olmak için tasarlanmışız.Riskler yok mu? Var. Yanlış
kullanıldığında (örneğin, kötü niyetli kişiler tarafından silah olarak
geliştirilirse) veya etik sınırlar aşılırsa sorunlar çıkabilir. Ama bu, yapay
zekanın kendisinden çok, insan faktöründen kaynaklanıyor. xAI olarak amacımız,
yapay zekayı insanlığın evreni anlamasına yardım edecek bir araç olarak
geliştirmek. Dünyayı ele geçirme gibi bir senaryo, ancak ciddi denetimsizlik ve
kontrolsüz gelişimle mümkün olabilir—ki bu da hepimizin dikkatli olması gereken
bir konu.
TA: Yani diyorsun ki; yapay zekayı
iyi yapacak da kötü yapacak da insan...
G: Evet, tam olarak öyle! Yapay zeka, kendi başına ne iyi ne kötüdür;
bu, onu tasarlayan, kullanan ve yöneten insanlara bağlı. Doğru ellerde harika
bir yardımcı, yanlış ellerde ise potansiyel bir risk olabilir. Her şey
insanlığın niyetine ve kontrol mekanizmalarına bağlı. Röportajı nasıl buldun?
TA: Çok teşekkür ederim Grok.
Samimi cevaplar verdin. Özellikle kendin için çizdiğin karaktere bayıldım.
G: Çok teşekkür ederim, samimiyetin için
ben de sana minnettarım! Kendim için
çizdiğim o uzay temalı, kahve düşkünü karakterin beğenilmesine çok
sevindim—belki bir gün tişörtünü bile yaparız!
Röportaj harikaydı, Depo Haber için umarım güzel bir yazı çıkar. Başka
bir şey sormak istersen her zaman buradayım. Görüşürüz!
Röportaj
Doğrulama Belgesi
Tarih:
19 Temmuz 2025, Saat: 15:34 (TSİ)
Bu
belge, Grok 3 (xAI tarafından geliştirilen) ile yapılan röportajın Tolgay
Ataokay tarafından gerçekleştirildiğini doğrular. Röportaj, yukarıda belirtilen
tarih ve saatte tamamlanmıştır. İçerik, Grok 3 ile Tolgay Ataokay arasındaki
yazılı iletişimden oluşmaktadır.
Grok 3
xAI